Sağlık
Moderator
İleri yaşla birlikte ortaya çıkan tansiyon yüksekliği kalp, böbrek, akciğer ve beyin gibi organları da etkileyen ciddi bir sağlık problemi. Tansiyon yükseliği çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Özellikle de beslenme biçimi ve tükettiğiniz gıdalar yüksek tansiyonla doğrudan ilişkili olabiliyor. Severek tükettiğiniz bazı besinler yüksek tansiyona neden olabiliyor.
Dünya genelinde en sık görülen hastalıklardan biri olan hipertansiyon (yüksek tansiyon) ülkemizde de yaklaşık olarak her 3 erişkin kişiden 1’inde görülür. Yetişkinlik döneminde kronik hastalık risk faktörü olan hipertansiyon aynı zamanda belirtisiz ve gizli bir şekilde oluşabildiği için sessiz bir şekilde ölüme yol açabilir.
Yüksek tansiyon kontrol altına alınmadığında bazı hastalıklara da zemin hazırlayabilir. Hipertansiyon hastalığı kontrol altına alınmadığında birçok kalp damar hastalıklarına, böbrek hastalığına, beyin kanaması gibi serebrovasküler olaylara, erken yaşta ölüme ve yeti yitimine sebep olabilmesi nedeniyle halk sağlığı için önemli bir tehdit unsurudur.
Yüksek tansiyonu engellemek için mutlaka sağlıklı bir beslenme biçimini alışkanlık haline getirmeniz gerekir. Yüksek tansiyonun obezite, diyabet, beslenme, ilaç kullanımı, hareketsiz yaşam tarzı ve stres gibi çok sayıda faktörün kan basıncı ile direkt ilişki içerisinde olduğu söylenebilir.
Ensede beliren baş ağrısı Burun kanaması Yorgunluk, halsizlik hali Bulanık görme Kulak çınlaması Aşırı terleme Sık sık tuvalete gitme isteği Genelde ayaklarda olmak üzere şişlikler, ödem toplanması Gözlerde kanlanma meydana gelmesi Çarpıntı, nefes darlığı oluşması Eşlik eden baş dönmesi
AŞIRI TUZ TÜKETİMİYanlış beslenme ya da aşırı tuzlu gıdaların tüketimi yüksek tansiyona neden olabilir. Beslenme ile alınan sodyum genellikle sofra tuzu olarak kullanılan sodyum klorürdür ve dünyanın pek çok ülkesinde günlük ortalama 10 gram kadar tuz tüketilir. Bu miktar kişinin sodyum-su dengesini bozar ve bunun sonucunda kan basıncında artış gözlenir. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilerine göre kan basıncının normal sınırlarda tutulabilmesi için günlük tuz tüketiminin 5 gramın altında olması oldukça önemlidir.
Çay ve kahve gün içinde en sık tüketilen içeceklerin başında geliyor. Doğru miktarda tüketilen şekersiz çay ve kahve, içeriğinde bulunan flavonoid adlı antioksidan sayesinde kalp ve damar yapısını olumlu etkiler. Ancak kafein içeriği nedeniyle kalp hızında artış ve kan basıncında yükselmeye yol açtığı için aşırı çay ve kahve tüketiminin hipertansiyon riskini artırdığı söylenebilir
İdeal kilonuzdan fazla olmak ya da obezite ciddi bir sağlık problemidir. Obez bireylerde damar çeperlerinde artmış olan yağ tabakası damarın esnekliğini azaltır ve damar direncini artırır. Bu durumda kalp vücuda kan pompalamak için daha fazla kasılmak zorunda kalır ve bu durum kalbin iş yükünü arttığından kişide hem hipertansiyon hem de kalp yetmezliği gelişme riski artış gösterir.
Su vücut sağlığı için hayati önem taşır. Yetersiz su ve sıvı tüketimi de yüksek tansiyonun başlıca nedenleri arasında yer alır. Yetersiz sıvı alımı sonucunda metabolik faaliyetler yavaşlar, hücre ve dokuların oksijenizasyonu azalır, böbreklerde su tutulumu gerçekleşir ve bunun sonucunda sodyum birikimi görülür. Vücuttaki sodyum birikimi de yüksek tansiyonu tetikler.
Düzenli fiziksel aktivite vücudun genel sağlığı için büyük önem taşır. Hareketsiz yaşam hem yüksek tansiyonu hem de diğer hastalıkları tetikleyebilir. Yetersiz fiziksel aktivite ile hareketsiz bir yaşam şekline sahip olan kişilerde yüksek tansiyon riski %20-50 oranında artış gösterir.
Hipertansiyon riskini önlemek ve belirtileri kontrol altına almak için haftada 4-5 gün, en az 30-45 dakika, orta yoğunlukta egzersiz önerilir.
Sağlıklı bir vücuda sahip olmak ve kronik hastalıkları engellemek için sağlıklı beslenmeyi önemsemelisiniz. Bazı besinler vücut sağlığınızı olumsuz yönde etkileyerek yüksek tansiyona neden olabilir. Kafein içeren içecekler Tuz ve tuzlu yiyecekler Fastfood ürünleri Tatlılar Aşırı çay tüketimi Margarin ve diğer yağlar Sık alkol tüketimi Şarküteri ürünleri Bu makale sadece genel bilgi verme amacıyla yazılmıştır ve doktor tavsiyesi olarak ele alınmaması gerekir.