Yasam
Moderator
İskoçya'nın Glasgow bölgesinde yaşayan 26 yaşındaki Bethany Wright, geçmek bilmeyen baş ağrılarının sebebini hamilelik sandı ancak yapılan detaylı tetkikler sonucunda genç kadının beyninde tümör olduğu ortaya çıktı. Doktorlar, talihsiz kadının üç ila 10 yıl arasında bir ömrü kaldığını belirtti.
9 aylık hamile olan Bethany Wright, birkaç hafta sonra doğum yapmayı beklerken, korkunç bir haberle sarsıldı. Geçmek bilmeyen baş ağrılarının hamilelik kaynaklı olabileceğini düşünen genç kadın, ağrıların şiddetlenmesiyle hastaneye gitti. Doktorlar, ilk etapta bu durumun preeklampsi (hamilelikte yüksek tansiyonun yol açtığı bir komplikasyon) olarak değerlendirdi ancak yapılan BT taramasında, Wright'ın beyninde 6 santimetre çapında bir tümör olduğu saptandı.
Talihsiz kadının acilen ameliyata alınması gerekiyordu ancak doğumun yaklaşıyor olması, doktorların bu kararı yeniden sorgulamasına neden oldu. Oğlu Alfie’yi sağlıklı bir şekilde dünyaya getirdikten sonra ameliyat edilen Bethany Wright'ın tümörünün yüzde 85’i başarıyla çıkarıldı ancak kalan kısmı, beynin konuşmayı kontrol eden sağ frontal lobunda yer alıyordu ve cerrahlar bu kısmı tam anlamıyla alamadı.
Yapılan biyopside Bethany Wriht'ın tümörünün 3. derece astrositom olduğu ve hızla büyüdüğü ortaya çıktı. Doktorlar, hastalığının seyri hakkında oldukça karamsar bir tahminde bulunarak, genç kadının üç ila on yıl arasında bir ömrü kaldığını söyledi. Dünyası başına yıkılan Wright, ''Henüz 26 yaşındayım. Oğlumun büyüdüğünü göremeyecek olmak beni mahvediyor'' dedi. Ameliyatın ardından 33 seans radyoterapi ve 12 tur kemoterapi tedavisi gören Bethany, şimdilerde bir mucize olmasını ve kanserin onu hayattan koparmamasını ümit ediyor.
Astrositom, merkezi sinir sisteminde hızla büyüyen ve agresif bir tümör türüdür. İngiltere’de 1995-2017 yılları arasında teşhis edilen her 100 beyin tümöründen yaklaşık dokuzunun astrositom olduğu biliniyor. Bu tümörler; baş ağrısı, çift görme, konuşma güçlüğü ve nöbetler gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Uzmanlar, 3. derece astrositom teşhisi konan kişilerin yalnızca yaklaşık yüzde 27’sinin beş yıl veya daha uzun süre hayatta kalabildiğini ifade ediyor.
Astrositler, merkezi sinir sisteminde yer alan glial hücrelerdir ve sinir hücrelerinin desteklenmesi, beslenmesi, koruması ve onları onarmak gibi önemli işlevlere sahiptirler. Astrositomlar, genellikle malign (kanserli) veya benign (iyi huylu) olabilir ve çeşitli derecelerde büyüyebilirler. Tümörler, malign (kötü huylu) formlarında hızla büyüyebilirken, benign türleri daha yavaş büyür.
Astrositomlar, beyin veya omurilikte yerleşimlerine bağlı olarak çok farklı belirtilere yol açabilir. Beyin astrositomları genellikle baş ağrıları, nöbetler, bilinç kaybı, nörolojik defisitler (örneğin, motor beceri kaybı, konuşma güçlüğü) ve görme bozuklukları gibi semptomlar gösterir. Tümör, beynin kritik bölgelerinde yer alıyorsa, kişinin davranışlarını ve kişilik özelliklerini de etkileyebilir. Omurilikte bulunan astrositomlar ise sıklıkla kas güçsüzlüğü, ağrı ve duyu kaybına neden olabilir.
Astrositom tedavisi, tümörün tipine, boyutuna, derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir. Cerrahi müdahale genellikle ilk adımdır çünkü tümörün çıkarılması, hastanın semptomlarını hafifletebilir. Ancak, malign türlerde tam bir çıkarım her zaman mümkün olmayabilir. Cerrahiden sonra hastalar genellikle radyoterapi ve kemoterapi alırlar. Glioblastom gibi yüksek dereceli astrositomlar, tedaviye yanıt vermekte zorlanabilir.